IQNA

İslam dünyasının ünlü alimleri / 29

Bir gayrimüslim tarafından Japonca’ya çevirilen Kur’an-ı Kerim

22:53 - September 20, 2023
Haber kodu: 3481727
TAHRAN (IQNA) – Kur’an-ı Kerim Japonca’ya birçok kez çevirilmiş olup bunlardan biri, İkinci Dünya Savaşı’ndan 5 yıl sonra bir gayrimüslim olan Okawa Shumei tarafından yapılmıştır.

Çerviri  Şubat 1950’de Iwanami Shoten Yayıncıları tarafından 863 sayfa halinde “Kuran” adıyla yayımlandı.

Okawa, 1886 yılında Japonya’nın kuzeyindeki Yamagata bölgesinde doğdu. Tokyo Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde felsefe okurken Doğu düşüncesi ve Hindu felsefesiyle tanıştı. Bir süre Mançurya Güney Demiryolu Şirketinde çalışmaya başladı. Farklı edebi eserler yazmış ve Japon halkının düşünceleri ve ideolojileri konusunda uzman olarak tanınmıştır.

Okawa, hukuk alanında ciddi bir araştırmacıydı ve Japonya’daki Tokyo Üniversitesi'nden hukuk doktorası aldı.

Yazılarından okul yıllarında Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayat hikâyesini okuduğu ve İslam diniyle ilgili dersler aldığı anlaşılmaktadır. Okowa’yı İslam konusunda araştırmaya ve çalışmaya iten şey Kur'an çevirisinin önsözünde belirttiği gibi, Alman şair Goethe’nin eserleridir. Okawa, hayatının sonuna kadar İslam’ı incelemeye devam etti.

Okawa, 30 yaşında Kur'an çevirisine başladı. Tevbe Suresi’ne kadar olan Kur'an surelerinin çevirileri yerel bir dergide yayımlandı. Aynı zamanda El-Hadis kitabını çevirerek Peygamber Efendimiz’in (sav) biyografisini yazdı. 1942’de Japonca “İslam'a Giriş” başlıklı bir kitap yayınladı. Bu kitap İslam’ın özgün bir din olarak anlaşılmasına büyük ölçüde yardımcı olmaktadır.

  1. Dünya Savaşından sonra Kur’an-ı Kerim’in tamamını çevirme kararı alan Okowa bunun için iki yıl ayırdı. 1950’de Kur’an-ı Kerim’in Japonca tercümesini yayınladı.

Okawa, İslam hakkında çok fazla araştırma yapmasına ve İslam Peygamberi’ne (s.a.v.) ilgi duymasına rağmen hiçbir zaman İslam dinini kabul etmedi. Sonunda  1959 yılında 71 yaşında vefat etti.

Okawa, İslam hakkında birçok bilgiye sahip olmasına ve birçok yabancı dili akıcı bir şekilde konuşabilmesine rağmen Arapça’ya yeterince hakim değildi. Bu nedenle bir notunda  sadece dindar bir Müslümanın Kur’an-ı Kerim’i hak ettiği şekilde tercüme edebileceğini yazmıştı.

 

 

captcha